Çalışma Odası İçin 7 Dekorasyon Fikri

Share on facebook
Share on google
Share on twitter
Share on linkedin
calisma-odasi-dekoreasyon-fikirleri

Freelance olarak da adlandırılan esnek çalışma kültürünün yaygınlaşması ile birlikte giderek daha çok insan evden çalışmayı tercih etmeye başladı. İş kollarının tamamı, çalışanların fiziksel olarak ofiste bulunmasını gerektirmediğinden şirketlerde de haftanın belirli günlerinde ya da tamamında evden çalışma pratiği daha sık uygulanır hale geldi. Bazı insanlar için ev ortamında odaklanmak ve disiplin sağlamak zor olsa da yolda vakit kaybını önlemesi ve ofis ortamının dikkat dağıtıcı özelliklerinden azade olması sebebiyle evden çalışma birçok açıdan oldukça avantajlı. Tabii ki bu pratiğin en önemli unsuru sizi hem mutlu edecek hem de verimli saatler geçirmeniz için motive edecek bir çalışma odası. Evden çalışanlar arasında siz de yer alıyorsanız çalışma odası dekorasyonunuza ilham verecek 7 fikrimiz var!

1. Parlak ve Dikkat Dağıtan Renklerden Kaçının

Bir odanın aurasını belirleyen etmenlerin başında duvar boyası gelir. Tercih ettiğiniz duvar boyası rengi hem odadaki alanın ve mobilyalarınızın nasıl görüneceğini hem de odanın size nasıl hissettireceğini belirler. Çalışma odasında öne çıkması arzu edilen duyguların başında sakinlik ve huzur geldiği için parlak ve dikkat dağıtıcı renklerden uzak durmanızı tavsiye ederiz. Pastel tonlar ve açık renkler odanızın daha geniş ve daha rahat görünmesine yardımcı olacaktır. Beyaz rengin odaklanma üzerinde son derece olumlu etkileri olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, tercihinizi beyazdan yana kullanabilirsiniz. Ancak okul, hastane ve devlet binalarında da duvarlar çoğunlukla beyaza boyanmaktadır. Çoğu insan bu mekanlarla aidiyet ilişkisi kurmadığı için bu hissiyatı evinize taşımak istemeyebilirsiniz. Böyle bir endişeniz varsa beyazın daha kırık ve sıcak tonlarına yönelmenizi öneririz.

2. Depolama Alanlarıyla Dağınıklığı Ortadan Kaldırın

Çalışma odasında odaklanmanıza yardımcı olacak faktörlerden önemli bir tanesi de etrafta herhangi bir eşya kalabalığı bulunmaması ve bu durumun dikkat dağınıklığına sebep olmamasıdır. Bu nedenle, evinizin bu odasında depolama alanlarından yana daha cömert bir tavır takınabilirsiniz. Kitaplarınızın tamamını alacak büyüklükte bir kütüphane, odanın çeşitli köşelerinde üst üste kitap yığınlarının oluşmasının önünde geçer. İleride kitap sayınızın artması söz konusu olursa duvara monte edilebilir raflarla çözüm üretebilirsiniz. Masanızda bir dosyalık bulundurabilir ve sonrasında ihtiyaç duyacağınızı düşündüğünüz kağıtları ya da evrakları orada muhafaza edebilirsiniz. Günlük çalışmanızda kullandığınız çeşitli kırtasiye malzemelerini bir arada ve toplu halde tutmak için çekmeceli bir masa tercih edebilirsiniz. Alternatif bir yöntem olarak masanızın üzerine küçük kutular ve kalemlikler yerleştirebilirsiniz.

3. Çalışma Masası ve Koltuğunda Hem Şıklığı Hem Rahatlığı Göz Önünde Bulundurun

Günün kayda değer bir kısmı bu odada ve masa başında geçeceği için odanızın şık görünmesi kadar sizin rahat etmeniz de önemlidir. Masa ve çalışma koltuğu tercih ederken odanızın demirbaşı haline gelecek bu iki mobilyanın boylarının birbiri ile uyumlu olmasına özen gösterin. Çalışma koltuğunuz için boy ayarı yapılabilir modeller tercih etmeniz bu noktada size büyük kolaylık sağlayacaktır. Koltuğunuzun arka kısmı sırtınızı güzelce sarmalı ve herhangi bir ağrıya sebep olmamalıdır. Laptop yükselticileri kullanarak bilgisayar ekranınızın göz hizanıza gelmesini sağlayabilir ve böylece çeşitli boyun ağrılarını daha oluşmadan ortadan kaldırabilirsiniz.  

4. Odaklanmanıza Yardımcı Olacak Bir Aydınlatma Sistemi Tercih Edin

Işık, ruh haliniz üzerinde sandığınızdan çok daha etkilidir. Beyninizin seratonin salgılaması ve sinir hücreleriniz arasındaki iletimin doğru şekilde yapılması için düzenli olarak gün ışığı almanız gerekir. Evden çalıştığınızda işe gitmek için dışarı çıkmanız gerekmediğinden güneşle temasınız azalabilir. Depresif ruh hallerinin ortaya çıkmasını önlemek adına çalışma odanızın yeterli miktarda doğal ışık almasında özen göstermenizi tavsiye ederiz. Gün ışığının yeterli olmadığı durumlarda ya da hava karardıktan sonra devam eden çalışma tempolarında kullanmak üzere güzel bir aydınlatma sistemi tercih etmelisiniz. Beyaz ışık ya da floresan lambalar oldukça göz yoran bir yapıya sahip olduğundan daha sıcak tonlara yönelebilirsiniz. Tepeden aydınlatmadan ziyade lambader kullanmak odanızdaki ışık dağılımını yumuşatacaktır. Ancak loş bir ortam oluşmasını önlemenizde fayda var. Bunun için güçlü bir masa lambası kullanabilir ve arzu ettiğinizde çalışma alanınızın daha aydınlık olmasını sağlayabilirsiniz.

5. Yatağınızdan Uzaklaşın

Her evin koşulları, çalışma için ayrı bir oda ayırmaya müsait olmayabilir. Bu durumda endişe etmenize gerek yok. Evinizin bir köşesini çalışmalarınıza uygun şekilde dizayn ederek kendi çalışma köşenizi oluşturmanız ve orada verimli saatler geçirmeniz gayet mümkün. Bu noktada size tavsiyemiz yatağınızdan olabildiğince uzaklaşmanız. Uyuduğunuz alan ile çalıştığınız alanın bu derece iç içe gecik olması hayatınızın birbirine tamamen zıt iki rutininin çarpışmasına yol açabilir. Yatak odası tazelendiğiniz, rahatladığınız ve kendinizi yeni bir güne hazırladığınız alandır. Yatağınıza uzandığınız anda tercihen işinize dair her şeyi geride bırakabilmelisiniz. Çalışma alanınız ise uyuklamayı ve mayışmayı kesinlikle tercih etmeyeceğiniz ve kendinizi tamamen zinde hissetmek isteyeceğiniz bir yerdir. Bu iki mekanın iç içe geçmesi hem uyku kalitenizin düşmesine hem de çalışma saatlerinizdeki veriminizin azalmasına yol açar.

6. Duvarlarınızı ve Panolarınızı Size İlham Veren Görsellerle Süsleyin

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi çalışma odanızda dikkat dağıtıcı unsurlardan kaçınmalısınız. Ancak boş duvarlarla bütün gün baş başa kalmak o alanı sıkıcı bir hale getirebilir. Odayı kendi zevkinize göre dekore etmekten, hareketlendirmekten ve renklendirmekten vazgeçmeyin. Göz hizanıza motto olarak kabul ettiğiniz sloganları veya size ilham veren görselleri asabilirsiniz. Arkanızda kalan bir duvarı daha sıcak, daha canlı ve daha hareketli bir renge boyayabilir, ihtiyaç duyduğunuzda yüzünüzü o yöne dönerek aradığınız enerjiyi bulabilirsiniz. Hep aklınızın bir köşesinde duran sevdiklerinize de masanızda bir çerçevede yer vermek fena fikir değil gibi… Ayrıca, camınızın önüne küçük bir bitki yerleştirebilir ve kendinize sessiz bir oda arkadaşı edinebilirsiniz.

7. Elektrik ve İnternet Sisteminin Çalıştığından Emin Olun

Artık elektriksiz ve internetsiz bir hayatı tahayyül dahi edemiyoruz. Çalışma ortamı da bu gerçeklikten azade değil. O yüzden çalışma odanızı dekore ederken bu tarz lojistik düzenlemeleri de göz önünde bulundurmalısınız. Prizlerinizin çalışır durumda olduğundan ve kablosuz internet bağlantınızın bu odada çektiğinden emin olun. Eğer kablolu internete ihtiyaç duyuyorsanız modeminizden masanıza bir Ethernet kablosu uzatın. Ortadaki bu kablo yığınının meydana getireceği çirkin görüntüden rahatsız olacağınızı tahmin edebiliyoruz. Çözüm olarak kablolarınızı duvara sabitleyin ve renkli mandallarla ya da sticker’larla süsleyin.

İhtiyacınız olan huzur, rahatlıkla konsantre olabileceğiniz bir masa ve size ilham verecek şekilde dekore edilmiş bir oda sizi bekliyor. Şimdi bütün enerjinizi sizi mutlu edecek işler üretmeye harcayabilirsiniz.  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir